blogumun adını "bir diş hekimliği öğrencisinin günlüğü"nden "bir diş hekiminin günlüğü" olarak değiştirdim çünkü aradan 2 yıl geçti ve ben haliyle mezun oldum, hatta bugün bir klinikle anlaştım ve yakında çalışmaya başlayacağım..
bu blogu büyük bir heyecanla açmıştım, okulda öğrendiğim bilgileri, üzerine bir şeyler koyarak buraya aktarmak istiyordum. epey acemiydim, kendimce çok sıradışı bilgiler paylaştığımı düşünüyordum. ama stajlar, sınavlar, dus... derken burayı unuttum ve öğrendiklerimi paylaşmak aklıma gelmedi. şimdi, tekrardan, kitabi bilgilerden ziyade klinik deneyimlerimi paylaşmak istiyorum burada. harika vakalar, nasıl güzel tedaviler uyguladığımı paylaşmayacağım... bütün samimiyetimle hatalarımı ve hatalarımdan öğrendiklerimi paylaşmak istiyorum. güzel işler çıkarırsam onları da paylaşırım elbette. bunu aslında kendim için yapacağım çünkü zamanla ne kadar ilerlediğimi görmek istiyorum ve geriye dönüp baktığımda bir şeyler bulabilmek istiyorum ama yazdıklarımın birçok stajyer diş hekimine ve yeni mezun hekime faydası olacağını da düşünüyorum. geçmişteki özensiz paylaşımlarımın bu kadar çok tıklanması ve hatta birkaç teşekkür yorumu almış olmam paylaşma isteğimi arttırdı. bununla, bir kez daha türkçe kaynakların ne kadar kısıtlı olduğunu da anlamış oldum. en basit, en temel bilgiler arandığı zaman bile google tarafından benim özensiz bloguma yönlendirilmiş insanlar. ben burada akademik makale çevirisi yapmayacağım elbette, hatta ben de çoğu zaman türkçe kaynakları kullanacağım. ama derleme, özet bilgiler de çok kıymetli bence, bunlara da ihtiyacımız var. ve bir de, bu sefer kaynak gösterme konusunda daha özenli olacağım.
aslında birçok diş hekimi paylaşımda bulunuyor, facebook gibi mecralarda birçok vaka görselleriyle birlikte, hatta video ile sunuluyor. ama bence bu tür paylaşımlar çoğu zaman öğreticilikten uzak oluyor. bakın ben yaptım oldu demekten ibaret kalıyor. şahsen burada iyi bir arayüz dolgusunun nasıl yapılacağına dair beş satır yazı yazsam, bir stajyer diş hekimi için daha verimli olacağına inanıyorum. zamanımızın bir sorunu belki de, görsellik her yerde önplanda. zaman youtuberların zamanı olabilir, ben inatla yazmayı tercih ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder